Nazan Parlak
Klinik Psikolog & Psikoterapist
KURALLAR ÜZERİNE BİR ÖYKÜ
Toplumların var olabilmesi için düzen, düzen olabilmesi için de kurallar gereklidir. Töreler ve kurallar, kuşaklar boyunca sınama- yanılma ve eleme yöntemleriyle seçilir. İlkel topluluklarda yazılı yasalar yoktur, ama töreler bireyin davranışlarının her boyutunu denetler ve onun ikinci bir kişiliği durumuna gelir.
Bazen sayfalar dolusu sürecek konular, hoş bir dille anlatılan bir hikayeden daha net olamaz. Çocukluğumuzdan bu yana içimize aldığımız ve farkında olmadan uyguladığımız kurallar ne kadar bize uygun ya da yaşamımızı ne kadar kolaylaştırıyor?
Uyguluyoruz… hatta doğruluğunu savunuyoruz ama neye göre?
Aşağıdaki öykü Paulo Coelho’nun Zahir adlı kitabından bir alıntıdır.
“ Bugün tren istasyonuna gittim ve öğrendim ki tren raylarının birbirinden uzaklığı daima 143.5 cm. olurmuş. Neden böylesine saçma bir ölçü? Çünkü ilk tren vagonlarını yaptıklarında insanlar at arabalarını yaparken kullandıkları aletleri kullanıyorlarmış. Peki vagonların tekerlekleri arasında neden bu kadar uzaklık var? Çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış. Ve neden? Çünkü onların savaş arabaları iki atla çekiliyormuş ve atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santimetreymiş. Böylece benim bugün gördüğüm , her biri sanat eseri olan hızlı trenlerimizin kullandığı rayların arasındaki uzaklık Romalılar tarafından belirlenmiş.
Peki bütün bunların evlilikle ne ilgisi var diyeceksiniz?
Tarihte belli bir noktada birisi dönüyor ve diyor ki: iki insan evlendiğinde hayatlarının geri kalanı boyunca, donmuş gibi bir arada kalmalılar. Aynı iki ray gibi yan yana uzayıp gideceksin, daima aranda aynı uzaklığı bırakarak. Hatta zaman zaman biriniz biraz daha uzağa gitmeyi ya da biraz daha yaklaşmayı istese bile, bu kurallara aykırı.
Kurallar diyor ki: mantıklı ol.geleceği düşün, çocuklarını düşün. Değişemezsin, hareket noktasından varacağın yere kadar, birbirleriyle aralarında aynı uzaklığı koruyan iki tren rayı gibi olmak zorundasın. Kurallar aşkın değişmesine izin vermezler ya da önceleri büyüyüp sonra yarı yolda azalmasına da-bu çok tehlikelidir. Ve böylece ilk birkaç yılın hevesinden sonra çiftler aynı uzaklığı, aynı sağlamlığı, aynı işlevsel doğallığı sürdürürler. Senin amacın türlerin devamını sağlayıp onları geleceğe taşımaktır. Çocuklarınız yalnızca siz nasılsanız öyle kaldığınızda mutlu olacaklar-143.5 cm.uzaklıkta. Asla değişmeyen bazı şeyler yüzünden mutsuzsan, onları düşün. Komşularını düşün. Onlara mutlu olduğunu göster. Toplumu düşün: herkesin tam uyum içinde olduğunu düşüneceği şekilde giyin. …
Bütün fotoğraflarda gülümse. Fotoğrafları salona koy, böylece herkes onları görebilir….fakat asla unutma, bu kurallar çok yıllar önce ortaya çıktı ve onlara saygı göstermek gerekiyor. Bu kuralları kim koydu? Bu önemli değil. Onları sorgulamayın, çünkü daima bu kuralları uygulayacaklar, hatta siz istemeseniz bile.”
Nazan Parlak
Uzman Klinik Psikolog & Psikoterapist